TEB. 21 Bölge Aydın Eczacı Odası

 


Başkanımız Ecz.Sefa Karaarslan'ın 40.Türk Eczacıları Birliği Genel Kurul Toplantısı Konuşması...

     Sayın Divan, değerli misafirler, değerli meslektaşlarım, hepinizi Odam ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.

     Zorlu bir çalışma döneminin sonuna geldik ve bu çalışma dönemini değerlendirip, önümüzde daha da zorlu olacağı şimdiden belli olan yeni bir çalışma dönemi için Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti'nin yeni Yönetimi'ni belirleyeceğiz. Bu görevler son derece özveri isteyen, sadece onların değil, aynı zamanda ailelerinin ve dostlarının da özveri ve sabrını isteyen, çok yoğun emeğin olduğu, çok uzun mesailerin harcandığı görevler. Ben öncelikle şu ana kadar yaptıkları özverili çalışmalar için tüm Merkez Heyeti Üyeleri'ne gönülden teşekkürü bir borç biliyorum.

     Değerli meslektaşlarım;

    Mesleğimizin sürdürülebilirliğine yönelik farklı kaynaklardan gelen zorluklar ve tehditler her geçen gün artıyor. Yıllarca yasamızı değiştirmeyi konuşup sonunda değiştirdik, ancak gecikmeli olarak yayınlanan Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik kaynaklı sorunlarımız devam ediyor. Bunların neler olduğu ben dahil birçok meslektaşımız tarafından farklı platformlarda dile getirildi ve şimdi Yönetmeliğin değiştirilmesi gündemde; umarım beklentilerimizi karşılayacak bir değişikliği gerçekleştirebiliriz.

   Yıllarca akılcı kullanımını savunduk, ülke kaynaklarının verimli kullanılması adına önemiden bahsettik, ancak geldiğimiz noktada kamu otoritesi nezdinde akılcı ilaç kullanımı reçetesiz antibiyotik satışına indirgenmiş gözüküyor. Dahası, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun ilaçların %92'sini reçeteli olarak satın aldığı, diğer kurumlar ve reçetesi olmasına rağmen sosyal güvencesi aktif olmayan vatandaşların aldığı ilaçlarla neredeyse tamamına yakını reçeteli satılan ilaçlara ait veriler el altındayken, antibiyotiklere karşı gelişen direncin baş sorumlusu eczacıymış gibi sunuluyor.

     Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada antibiyotik kullanımının yaygınlığı ve gelişen direnç yanında yeni antibiyotik moleküllerinin bulunmuyor olması, elimizdeki ilaçları doğru kullanmamızın önemini artırıyor. Ancak, önce reçetelemenin mercek altına alınması gerekmez mi?

   Akılcı ilaç kullanımı farmakoekonomik kazanımları üst düzeyde bir proje olarak geliştirilmeli ve eczacı bu noktada başat aktör olarak değerlendirilmeli. Ancak bundan önce eczacıyı zihinlerde doğru konumlandırmaya ihtiyaç var.

    Ülkemizin en seçkin insan kaynakları arasında olan ve sıkı bir eğitimden geçerek eczacı unvanını almaya hak kazanmış bir meslek gurubunu, salt tedarik zincirinin bir unsuru olarak değil, birinci basamak sağlık hizmeti sunumunun ve koruyucu sağlık hizmetlerinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerekmez mi? Karar vericiler nezdinde yoğun savunuculuk çalışmaları yapmak ve hak ettiğimiz doğru konumlamayı hem zihinlerde hem de gerçek hayatta sağlamak zorundayız.

     Değerli meslektaşlarım;

    Sosyal Güvenlik Kurumu ile yapılan ve süresi iki defa uzatılan Protokol'ün süresi 31 Aralık 2015'te sona eriyor. Aynı şartlarla uzatılarak devam ediyor olması Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rahatsız edici bulunmuyor olmalı ki değiştirme yönünde ısrarlı gözükmüyorlar. Her yıl cezaların, değişik vergi oranlarının hatta pul paralarının bile yeniden değerlemeye girdiği bir ortamda iskontoya esas cirolar bile güncellenmeden devam eden protokol niye rahatsız etsin ki? Ama bizler için öyle değil, eczanesinde sorunlarla boğuşan bizler için yeni ve önemli kazanımların olduğu bir Protokolün imzalanması şart.

    Aslında bu konuda örgüt olarak dersimizi iyi çalıştık. Türk Eczacıları Birliği üç ve dört Nisan 2015 tarihlerinde tüm oda başkanlarının katılım ile, bütün maddelerin tek tek irdelendiği son derece verimli bir protokol çalıştayı düzenledi. Sayın Genel Sekreterimiz Harun Kızılay açılış sunumunda ayrıntılarıyla SGK Protokolü'ndeki talep ettiğimiz iyileştirmeler ve düzenlemeleri anlattı, o yüzden ayrıntılara girmiyorum. Beklentilerimiz ve taleplerimiz net, ancak o taleplerin kamu bürokrasisi ve siyasi otoriteye kabul ettirilip, kazanımların yüksek olduğu bir protokol imzalanmasını sağlamak, yeni seçilecek Merkez Heyeti'nin kısa vadede en ciddi sınavı olacak.

    Değerli meslektaşlarım;

   Sosyal Güvenlik Kurumu alternatif satın alma modelleri üzerinde çalışmasını son aşamaya getirdi, uygulamaya geçildiğinde oransal karlılıkların yetersiz kalacağı bir durumla karşı karşıya kalacağız. Bu yüzden örgüt olarak yıllardır Avrupa ülkelerinde farklı şekillerde uygulanmakta olan "Meslek Hakkı" üzerinde duruyoruz. Bu amaçla geçtiğimiz dönem Türk Eczacıları Birliği bünyesinde benim de üyesi olduğum ve son derece verimli çalışmaların yapıldığı Meslek Hakkı Komisyonu kuruldu. Komisyon'da değişik Avrupa ülkelerindeki meslek hakkı uygulamaları incelendi ve ülkemiz için uygun olabilecek bir model araştırıldı. Bu vesileyle, komisyonun sekretaryasını yürüten ve Avrupa'dan ilgili yayınlarla bize çok değerli katkılar sunan TEB profesyoneli sayın Eczacı Vildan Özcan'a, merkez heyeti üyesi olarak komisyon Başkanlığımızı yürüten sayın Murat Levent Koçak'a ve tüm komisyon üyesi arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.

    Meslek Hakkı neyi ifade ediyor, Avrupa'da uygulamada neler var peki. Avrupalı eczacı diyabet takibi yaparak, sigara bıraktırma programı uygulayarak, tansiyon takibi yaparak, astım ilaçlarını tarif ederek, eczanede aşı yaparak, uyuşturucu kullananların kullanılmış enjektörlerini değiştirerek, çoklu ilaç kullanan yaşlılara ilaç kullanımında yardımcı olarak, bağımlılık yapıcı bazı ilaçları eczanede hastaya tek tek sunarak, hatta bazı ülkelerde hastayı hekimle görüştürüp, basit hastalıklarda ilacını hemen temin etmesini sağlayarak ve daha başka yollarla meslek hakkı almakta.

   Komisyon olarak meslek hakkı konusunda meslektaşlarımız nezdinde farkındalık oluşturulması, meslek hakkı deyince neyi kastettiğimizin iyi anlatılması gerekiyordu. Bu amaçla değişik bölgelerde sunumlarla ve Onikinci Eczacılık Kongresinde Komisyon Başkanı'mız ve Merkez Heyeti üyesi sayın Murat Levent Koçak'ın sunumuyla meslek hakkı deyince neyi ifade ettiğimiz anlatıldı. Aynı zamanda, kamu otoritesi nezdinde savunuculuk çalışmalarında kullanılacak veri elde etme adına, tansiyon takip programı pilot çalışması başlatıldı, diyabet ve astım programları ile devam kararı alındı. Süreç içerisinde komisyonun çalışmaları merkez heyeti tarafından "SMART ECZANE" projesi olarak sürdürüldü. Önümüzdeki dönem bu projenin başarıya ulaşması ve meslek hakkının kazanılması önceliklerimiz arasında. Bunun yanında, kutu başı ve/veya reçete başı hizmet bedeli ile desteklenerek yaşadığımız ekonomik zorlukların minimuma indirgenmesi ve mesleğimizi yapmaya odaklanmamızın sağlanması da olmazsa olmazımız.

     Değerli meslektaşlarım;

   Yukarıda bir kısmını zikrettiğim sorunlar ve başka bir çok sorun kısa ve orta vadede çözülmeyi bekliyor. Hepimiz sorunları ve çözüm yollarını üç aşağı beş yukarı biliyoruz. Ancak bunu kim ve hangi kadrolarla yapacak, çözümün düğümlendiği yer burası. Güçlü, dinamik, konularına hakim, iletişime açık ama gerekirse tüm meslektaşlarını arkasına alarak irade koyabilecek bir Merkez Heyeti'ne ihtiyacımız var. Bizim dedikodu yapan değil iş üreten, ayrıştıran değil birleştirici olan bir Merkez Heyetine ihtiyacımız var. Seçim sürecinde kırılıp dökülerek de yol alınmaya çalışıldığını üzülerek gördük; şimdi herkesi kucaklayacak bir Merkez Heyeti'ne ihtiyacımız var. Seçimden önce birlik olmaktan bahsedildi, olsa ne güzel olurdu ama demokrasinin güzelliği de yarıştan geçiyor, şimdi seçim bitince bu birliği sağlayacak bir Merkez Heyeti'ne ve onun uzattığı eli tutarak bu örgütün umut olmaya devam etmesini sağlayacak bir muhalefete ihtiyacımız var. Çok mu zor?

   Elbette zor değil , birlikte başaracağız !!

   Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

AYDIN ECZACI ODASI

AYDIN ECZACI ODASI